özlem

“Acı, sona düşeceğine inandığımız zaman katlanılabilir, taklit ettiğimiz zaman değil
onun var olmadığını ”(Allah Bozarth-Campbell).

“Bazen birini özlediğimizde, tüm dünya insanlardan yoksun gibi görünüyor”
(Lamartine).

Bu ay, dedemin vefatından bu yana bir yıl. Şu anda, hiçbir zaman bunun hakkında yazmak istemedim, ama bugün bana özlem ve arzu verdi.

Hatırlıyorum, o sırada, uyanma sırasında en az "taşınan" biriydi. Bundan hoşlanmıyorum (kimsenin hoşlanmadığını biliyorum), fakat psikolojik olarak ne kadar sağlıklı olduğunu ve ölen kişinin etrafındaki yaslı çevreye nasıl yardımcı olduğunu bilmiyorum.

Cenazenin, tarih öncesi beri var olan bir tören olduğunu biliyorum. “Mağara zamanları” ndan beri bu süreçle ilgili endişeler var. En ilkel insanın ölülerini gömdüğü ve çiçeklerle, yemeklerle ve diğer aletlerle kutlamalar düzenlediğine dair kayıtlar var.

Ayrıca geçiş dönemlerinde ritüellerin değişimi anlamak için önemli olduğunu da biliyorum. Bir düğün töreninde, yeni evli statüsünün tek bir statüsünü sembolik olarak işaretleyen alyanslarla kutlama ritüelinde olduğu gibi, cenaze töreninde de kutlama ritüelleri vardır.

Cenaze töreninin ve cenaze törenlerinin ve ritüellerinin, aile kültürü, din veya geleneklerdeki farklılıklar olsa bile, yaşamdan ölüme geçişi paylaşmanın, acıyı sosyalleştirmenin ve aile üyeleri için birleşme süreci başlatmanın bir yolu - yas. Fakat bu ritüelin neden bu kadar uzun ve acı verici olması gerektiğini anlamıyorum.

Antropoloji alanında, geçit törenlerinin yokluğunun, yaşamın yeni evrelerinin anlaşılmasını ve uyarlanmasını zorlaştırabileceğini söyleyen çalışmalar var. Bence bu mantıklı geliyor, ama yine de cenaze törenini daha “güzelce” yaşayabileceğimizi düşünüyorum, sonuçta doğanın bir parçası olursak, ölümün onunla tekrar bütünleşmenin en iyi yolu olması gerekir.

Her neyse, her insan eşsizdir ve ne olursa olsun her şekilde kaybının acısını yaşayacaktır. Büyükbabamı özlediğim için sevinçli hatıralar bıraktığı anlamına geliyor ve burada “her biri onun ne olduğunu bilmenin acısını ve zevkini bilerek” devam ediyoruz.