Hangi iki maddenin bizi hızla uyuya bıraktığını bulun

Dünyadaki en basit şey sanki uzanmış, gözlerini kapatan ve uyuyan insanlar var. Öte yandan, kolayca uyuyamayanlar var ve bu insanlar arasında ortak bir arzu, uykuyu sihirli bir dokunuş olarak harekete geçirebilecek küçük bir düğme keşfetmektir - peki ... Belki bir gün mümkün olacak.

Beyinlerimizin nihayet uykuya geçme emrini verebilmesi için beynin "şalterinin" uygun şekilde harekete geçmesi için bazı fizyolojik değişiklikler yapılmalıdır. Nature dergisinde yakın zamanda yayınlanan araştırmalar iyi haberi ortaya çıkardı: Muhtemelen bu süreçlere nasıl başarılı bir şekilde müdahale edebileceğimizi ve uyku anahtarını nasıl aktif hale getireceğimizi bulmaya yaklaşıyoruz.

Söz konusu çalışma, Drosophila melanogaster sineklerinin beyni ile yapılmıştır. Bu özel böcek türü daha önce çalışılmıştı ve önceki araştırmalar, işlevi uyanıklıktan uykuya geçişi kontrol etmek olan bir beyin bölgesinde bir grup nöron bulunduğunu ortaya koydu. Bu aynı fonksiyon, biz de dahil olmak üzere birçok memelide bulunur.

Nasıl çalışır?

Kim asla?

Uyanıkken bu nöronlar sessiz kalır, ama uyurken aktive olurlar. Önceki çalışmalarda, araştırmacılar bu nöronların aktivitesini yapay olarak değiştirmenin mümkün olduğunu göstermiştir - o zaman, bu sinekler alarmdan uykuna hızla geçmiştir. Yine de, insanlarda bu sinirsel aktiviteleri kontrol eden mekanizmaların tam olarak ne olduğu bilinmemektedir.

Bu konuda bir ipucu bulmaya çalışmak için, araştırmacılar böceklerin bu beyin bölgesinde dopamin saldılar. Bu maddenin varlığı, nöronların aktif hale gelmesine ve uçların derin uykuya dalmasına neden oldu. Tersine, dopamin tamamen çıkarıldığında, sinekler uyanık kalırlardı.

İyi haber

3

Bu araştırmada keşfedilen başka bir şey de, bu nöronların, potasyum iyonlarının hücre zarlarına akışını düzenleyen ve böylece akımlarının değişebileceği bir potasyum kanalı tarafından kontrol edilmesiydi. Uyku nöronları sessiz olduğunda, bu potasyum kanalları potasyum iyonlarının akmasını önler. Zaten dopamin mevcut olduğunda, bu potasyum kanalı nöronal zar içerisine geçerek yerleşir ve potasyum iyonlarının bariyerini geçmesine ve bizi uykulu kılan nöronal işlevi etkinleştirmesine izin verir.

Şimdilik bu bulgular bize hem dopaminin hem de potasyumun uyku açısından önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bizi uyandıran ve uyuyan “anahtar” ile ilgili diğer mekanizmaları keşfetmek, gelecekte dünyadaki uykusuzlukların yatma saatini artık büyük bir kabus olarak görmemelerine yardımcı olabilir.