Modernite, sindirim sistemimizdeki bakteri çeşitliliğini azaltmaktadır.

Kentleşme, temel sağlık önlemleri, ilaç ve farmakolojinin gelişimi gibi “modernliğin harikaları” nın insanların yaşam kalitelerini arttırdığı inkar edilemez. Ancak bu, bunun sayesinde sadece iyi noktaların olduğu anlamına gelmez.

Kanada Alberta Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, ABD vatandaşlarından dışkı örneklerini Güney Pasifik'te bulunan ve bugün en az gelişmiş ülkelerden biri olan Papua Yeni Gine sakinleri ile karşılaştırılan bir araştırma Amerikalıların yaptığını göstermiştir. Sindirim sistemlerinde papuaya oranla yaklaşık 50 daha az bakteri bulunur.

Bu, yüksek sanayileşme seviyesine sahip ülkelerin diyetinin, sindirim sistemimizde mevcut olan mikroorganizma kümesi olan sindirim mikrobiyomunun dengesini doğrudan etkilediğini göstermektedir. Raf ömrünü uzatan maddelerle sürekli antibiyotik ve yiyecek alımı, çevrelerimizin sanitasyonu ve düşük lif alımı bu farklılıkları açıklayan faktörler olabilir.

Biz ne yiyoruz

Çalışma, bu ince diyetin sağlığımız üzerindeki etkilerine özel olarak odaklanmamaktadır. Bununla birlikte, çalışmanın ortaya çıkardığı hipotezlerden biri, mikrobiyomdaki bu değişikliklerin yeme alışkanlıkları ile ilgili kronik hastalıkların ortaya çıkmasından sorumlu olabileceğidir.

Örnekler, popülasyonun 50 yıl öncesine göre çok daha büyük bir bölümünü etkileyen tip 2 diyabet ve obezitedir. Bu hastalıklar pratik olarak Papua Yeni Gine'de ve az sanayileşmiş diğer ülkelerde mevcut değildir. Buna karşılık, yüksek enfeksiyon oranları ve bu yerlerde çok daha kısa yaşam beklentisi var.

Yani, modern yaşam tarzımız bize birçok fayda sağlamıştır, ancak kentsel gelişimimizde hangi faktörlerin kronik hastalık oranlarında bu artışa neden olduğunu bulmak hala gereklidir. O zaman onlarla verimli bir şekilde mücadele edebilecek ve insanları daha sağlıklı hale getirebileceğiz.